top of page
Yazarın fotoğrafıPsk. Sena Öncel Özsoy

ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK

Güncelleme tarihi: 17 Kas 2020

Son zamanlarda bilmemizin önemli olduğu Psikolojik Dayanıklılık (Rezilyans) kavramını sizlerle çok güvendiğimi iki uzmanın katıldığım eğitimlerinden özetleyerek, çocuklar özelinde paylaşacağım. Eğitimlerden bir tanesi Mehmet Teber‘in “Çocuk Ruh Sağlığını Korumak”, diğeri ise Pınar Mermer’in “Çocuklar için Psikolojik Sağlamlık” idi.


Zor durumlarla çocukların başa çıkma becerisini arttırma ve psikolojilerini daha dayanıklı hale getirme üzerinde duracağım bu yazıda.

“Bedenimizin nasıl bağışıklık sistemini güçlendiriyorsak, ruhumuzu da aynı şekilde güçlendirebiliriz. Böylece kaygıdan, depresyondan, stresten daha uzak olunur.”


İlk adım olarak çocuğun yaşadığı stresleri, travmaları, genetik aktarımları bilmek ve bunları iyileştirmek gerekir. Çocuklar mizaç olarak birbirinden farklılaşır. Kimi çocuğun zor durumlarda desteğe daha fazla ihtiyacı olur. Bu yapıdaki çocukları, stresli durumlara karşı önceden bilgi vererek mutlaka hazırlamak gerekir. Çocuğa “Şuanda güvendesin, tedbirlisin.” mesajını da sık vermemiz önemlidir.

Aynı zamanda, çocuk anne-babasının yanında olduğunu bilmek ister. “Her çocuğun etrafında mutlaka en az bir güvenilir yetişkin olması gerekir.” diye özellikle belirtiyor Pınar Mermer.


Çocuğun küçük riskler alarak, deneme yanılma yoluyla öğrenmesini sağlamak. Çocuğun dayanıklı hale gelmesi için ilk önce zorluk görmesi gerekmektedir. Önüne her şey koyulan, her şey yerine yapılan çocuk güçlü olamaz. Çocuğun ağaca tırmanması, oynarken düşüp yaralanması, koltuktan atlaması, şişenin kapağını açabilmesi için “Dur, yapma, atlama, koşma” demek yerine fırsat tanımamız gerekir. Hatta doğa ile temasını bolca arttırmalıyız.


Mehmet Teber “Anne-babalık, risk alma sanatıdır.” diyerek çok güzel söylüyor.

Duygularını ifade etmelerine yardımcı olun. Çocuklar, yaşadığı zorluklar karşısında kendilerini nasıl sakinleştirmeleri gerektiğini bilemezler. Bir duruma öfkelendiğini anlayamaz, onun yerine dürtüsel tepki verirler. Ebeveynler olarak bu duyguları onlara minik minik vermemiz gerekir. “Sen aslında dışarıya çıkmak istedin ama çıkamadın, kendini hapsedilmiş gibi hissettin. Belki o an koşmak istedin, yapamadın. O yüzden bana vurdun.” gibi.


Hareket etmek, ağlamak, gülmek ve oyun oynamak, çocuklardaki temel ihtiyaçlardır. Bu dört temel ihtiyaca bolca izin vermemiz gerekir. Belki bir ağlama, tüm gününün birikmiş stresini atmak içindir. Bir koşma, yaşadığı öfkenin, kıskançlığın dışavurumudur. Çocuğunuz o gün ev içerisinde çok öfkeliyse “Bugün hiç hareket etti mi?” diye kendinize bir sorun. Ev içerisinde hareket etmeleri için ortamlar yaratın.


En önemlisi de oyun oynaması için bol bol zaman tanıyın. Oyunun başlı başına bir terapi aracı olduğunu unutmayın. Çocuğun yaşadığı stres neyse, mutlaka oyun içerisinde yer verir. Çocukların aslında günümüzde psikolojik dayanıklılığının olmamasının sebebi, yeterince oyun oynamamalarıdır!


Mehmet Teber yaşlara göre oyun saatlerini ise şöyle öneriyor.

Anaokulu çocuğu günde en az: 5 saat

İlkokul çocuğu günde en az: 3 saat

Daha büyük çocuklar günde en az: 2 saat


Bol bol oyun oynamak en iyi ruhsal sağlamlıktır.

Sağlıkla kalmanız dileğiyle.




41 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page